Küresel enerji sistemi, çıkış noktasında iklim değişikliği tehdidiyle mücadelenin bulunduğu ve odağında yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği olan bir dönüşüme tanık oluyor. Dönüşümün nedenleri ülkelerin içinde bulunduğu koşullar, sosyal ve ekonomik ihtiyaçları ve öncelikleri doğrultusunda farklılıklar gösteriyor. Örneğin, Türkiye’de cari açığın azaltılması, enerji güvenliğinin artırılması ve yeni sanayi ve iş alanlarının yaratılması en önemli itici güçler olarak ön plana çıkıyor. Dolayısıyla, enerji dönüşümünü Türkiye’nin daha düşük karbonlu, daha sürdürülebilir ve daha az maliyetli bir enerji sistemine geçişi olarak tanımlıyoruz. Başta rüzgâr ve güneş olmak üzere, hızla düşen yenilenebilir kaynak maliyetlerinin fosil kaynaklardan elde edilen enerjinin maliyetleriyle rekabet edebilecek bir seviyeye gelmesi, hem dünyada hem Türkiye’de dönüşüme yönelik motivasyonu arttıran faktörlerin başında geliyor.
Enerji dönüşümü kapsamında özel sektörün rolünü değerlendirebilmek amacıyla SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi olarak, Sabancı Üniversitesi bünyesinde çalışan Carbon Disclosure Project (CDP) Türkiye’nin katkılarıyla bu kısa çalışmayı hazırladık. Çalışmada özel sektörün geleneksel enerji sistemindeki rollerini ve sistem dönüştükçe değişip yenilenecek rollerini inceledik. Bu rolleri incelerken, enerji dönüşümünün yarattığı fırsat ve faydalardan yola çıkarak Türkiye’de özel sektörün değişime uyum sağlayabilmesine yönelik öneri ve örneklere yer verdik. Bu bağlamda özel sektörün enerji dönüşümü kavramı üzerinde kamu, sivil toplum ve diğer enerji sektörü paydaşlarıyla ortaklaşarak sinerji oluşturması, insan kaynakları, teknoloji ve finansmanı da içerecek şekilde kurumsal kapasitesini geliştirmesi önem taşıyor.