2000’li yılların başından bu yana, Türkiye elektrik sistemi dikkate değer bir dönüşüm geçirmiştir. Büyüyen ekonomisi ve nüfusu sebebiyle hızla artan elektrik talebini karşılamak için 2001 yılında elektrik sistemini yeniden yapılandırmaya başlamıştır. Elektrik piyasasında serbestleşme adımları, toplam elektrik sistemi maliyetlerinin azalmasına, enerji güvenliğini desteklemeye yönelik uzun vadeli bir bakış açısıyla özel sektörün elektrik üretimi, dağıtımı ve tedarik faaliyetlerine katılmalarına imkân sağlamıştır. Başlangıçta bu reformlar, geleneksel fosil yakıt teknolojilerine önemli yatırımların yapılmasını sağlasa da, sonrasında yerli ve temiz kaynakların ve teknolojilerin kullanımının teşvik edilmesiyle enerji ithalatına olan kırılganlığın azaltılması hedeflenmiştir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının günümüze kadar olan hızlı gelişimi, Türkiye’nin elektrik üretim kapasitesinin çeşitlendirilmesinde ana etken olmuştur. Bu gelişimde başı çeken en önemli unsurlar, son yirmi yılda toplam elektrik üretiminin yaklaşık üçte birini karşılayan hidroelektrik santralleri ile geçtiğimiz on yılda rüzgâr ve güneş enerjisi üretim miktarındaki artışlardır. Daha fazla değişken yenilenebilir enerji entegrasyonu için; güneş, rüzgâr ve diğer düşük karbonlu teknolojilere yeni yatırımlar yapılırken, eş zamanlı olarak iletim şebekelerinin gelişimine ve sistemdeki rolüne daha fazla odaklanmak büyük önem arz etmektedir.
Bu rapor, elektrik sistemi dönüşümünün değişken yenilenebilir enerji kaynaklarına odaklı olarak hızlandırılması ile Türkiye’nin iletim şebekesi üzerinde ortaya çıkabilecek potansiyel etkileri değerlendirmektedir. Rapor, aynı zamanda Türkiye elektrik şebekesinin gelişimini analiz edip, ortaya çıkabilecek olası operasyonel zorlukları araştırmakta ve özellikle değişken yenilenebilir enerji kaynaklarının sistem entegrasyonuna odaklanmaktadır. Bu çalışma, 2018’de SHURA tarafından benzer bir metodoloji kullanılarak hazırlanan, 2026 yılına kadar değişken yenilenebilir enerji kapasitesinin 20 GW, 40 GW ve 60 GW’a çıkarıldığı senaryoların etkilerinin değerlendirildiği “Türkiye’nin Enerji Sektöründe Yenilenebilir Kaynakların Artan Payı: İletim Şebekesi Yatırım ve Esneklik Seçenekleri ” adlı çalışmanın revize edilmesi ve güncellenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir.